
daha dogrusu ruya sandigimiz seyden uyandik.
haftalardir kor topal, ite kaka, bi iyi bi kotu giden, son dakka golleri ve bireysel basarilar ile buraya kadar gelebilen galatasaray. lastigin patlamasiyla beraber ilk avrupa ligine veda etti. elano, kewell, keita, neill, santos, jo gibi transferler bile yetmedi bu husrani engellemeye
bunu sadece bu maca baglamak tabii ki ahlaki olmaz ama sadece bu mac icin uzun bir analiz yapmamak da elde degil. cunku bunu hakedecek bir macti.
galatasaray eski acigin yaptigi muhtesem kareografi ve inanilmaz taraftar destegiyle basladi maca. top rakipteyken yapilan yuhalama ve isliklama, top bize gecince muhtesem bir destege donusunce galatatasaray sahada hep bir kisi fazla olacagini rakibe iyice hissettirdi.
bize "o" zamanlari hatirlatan kazanmak icin sahaya cikmis bir galatasaray, saglam defans kurgusu, ve orta sahaya yapisi ile hafiften guven veriyor, forvet hattinin eksikligiyle de kim nasil gol atacak sorusunu sorduruyordu.
defansta ugur neill servet hakan balta klasik 4 lusu servet haric aksamiyordu
orta sahada mehme topal ve mustafa sarp geride kontrollu, elano onlarin onunde inisiyatif sahibi, keita sagda basibos, caner solda istekli, arda forvette yalnizdi.
hizli futbolu, kontrataklari bos alanlari seven bir takima karsi bundan iyi bir kurgu olamazdi, ki defansif manada sorun yasamamakla birlikte, acilmaya mecbur madrid savunmasinin bireysel hatalarindan faydalanarak net gol pozisyonlarini elanoyla ardayla comertce harcadik.
ikinci yariyla birlikte ilk yaridaki olumlu taboluyo tamamen alt ust etmis, macin bu sekilde bitecegine inanmis bir rijkaard bizi sasirtti. defansa yaslandikca yaslanan, ileriye top cikaramayan bir galatasaray, adeta deplasmandaymiscasina madridin oyun ustunlugunu kabullendi. buna tepki olarak elano - ayhan degisikligi hatalar serisini devam ettiren can alici hamleydi. ilerde top tutabilen 2 adamdan birisini cikarip, formsuz, kondisyonsuz ayhani mustafa ve mehmetin arasina serbest adam gibi sokmak, takimi bir kisi eksiltmekten baska hic bir seye yaramadi. bu dakikadan sonra zaten oyun kuramayan galatasaray iyice geri cekilmeye basladi. oyle ki topa ilk basan adamlar arda keita caner olunca neredeyse pas yapmadan galatasaray yari sahasina gecmeye basladi madrid. evet belki cok ciddi tehlike arzetmiyordu ataklari ama oyunu bu derece kabullenmenin gol belirtisi oldugunu ve macin boyle bitmeyecegini rijkaard haric herkes anlamisti. dakika 55 den sonra canli bahis de ust oynamak gerekiyordu evet.
derken 60. dakikada beklenenen gol beklenmeyen bir sekilde geldi. tactan gol yeme aliskanligi bir kac yil once dunya kupasi elemelerindeki milli takima has bir seydi ama evet biz de yedik. ama bu supriz degildi. bu dakikadan sonra kendine gelen bir galatasaray ardanin bir sol acikmiscasina katildigi bir atakta golu buldu. evet kendimize geldik bu dakikadna sonra ama handikaplarimiz yine vardi. sol kanatta caner yorgunluktan oldu ve artik neredeyse hic geri gelmemeye basladi. evet onun en iyi maclarindan birisydi ama soldan gelen 3 atakta 3 tane yuzde yuz pozisyon kacirdi madrid. biri direkten dondu, birini leo franco aldi ayagindan garcianin. degisiklik diye adeta bangir bangir bagiran bir sol kanat, ben inieasta degilim diye bagiran bir mustafa sarp, ve ben stam degilim diyen bir servet... ucu de patlamaya hazir bir el bombasiydi galatasaray icin. ama yenilen golden sonra santosu(!) oyuna almaya hazirlanan rijkaard, galatasaray golu bulunca maci uzatmaya ve belki de penaltilara goturmeyi amac edinmis gibi hic bir mudahale de bulunmadi maca.
sol kanada destek icin ayhani biraz daha hakan baltaya yakin oynatmasi reyesi durdurmaya yetmiyordu. defanstan atilan toplar ilerde olumlu kullanilamiyordu. madridin kule defanslari arasinda ezildikce ezilen arda disinda kimse olumlu top kullanamiyordu. servet ve mustafa sarp gibi futbolcular biraz formlarini kaybederlerse hemen siritmaya baslarlar ve bu gun de o gunlerden biriydi ve ikisi de siritiyordu.
galatasarayin kotu taraflarini anlata anlata bitiremedik ama, macin guzel taraflari da vardi. bunlardan birisi zaman zaman sol kanatta kurulan arda-hakan-caner ittifaki bize az da olsa sampiyonlar ligi ceyrek final macinda (real madrid) izledigimiz ergun-hasan-hakan triosunu hatirlatircasina guzel isler yapilmasiydi.
gol yendikten hemen sonra caner oyundan alinip emre colak oyuna girseydi, arda kendi yerine gecseydi. belki cok aykiri gelecek ama mustafa sarp baris degiskligi bile oyuna bir hareket getirirdi. hatta belki bir servet emre asik degisikligi...
canerin yuksek motivasyonuna guvenip oyunda tutulmasi da bir secenekti tabi, ve hatta sonuc vermek uzereydi ama 6 tane hakem bir pozisyonu goremedi. isi hakeme baglamak istemiyorum ezik gibi ama hakikaten olacak is degildi bu pozisyonun gorulmemesi. ama gorulmemesi imkansiz olan bir sey de canerin kart gordukten sonra ben attiricam kendimi diye bagirmasiydi! bu dakikadan sonra bile bir degisiklik yapilsa, zaten fiziksel olarak yorulmus ve uzatmalari goze almis madride karsi kafa karistirici bir hamle olabilir, hem de galatasaray 10 kisi kalmazdi.
dakikalar 90 a gelirken, iki takim da uzatmalari kabullenmisken, servetin bir anlik hatasi, forland i kacirmasi ve forlandin da bu pozisyonu affetmemesi oyunun sonucunu belirledi.
sanki gecen sene sakatliklar yuzunden sampiyonlugu bedavaya verip uefadan elenmedik. sanki gecen sene zamansiz transfer yuzunden 2-0 dan 3-2 mac vermedik. bu kadar duzensiz, izansiz, plansiz is yapilir mi. uefa da forvetsiz kalmak pahasina gereksiz transfer yapilir mi?
uzuntum ve kederim o kadar derin olmasa burda biraz daha vurmak isterdim galatasaraya ama...