dunya kupasi...
tek kotu yani 4 senede bir olmasi...
bu sene elimden geldigince mac ayirt etmeksizin izleyebilecegim saatte olan maclari izliyorum
bu yazimda da genel olarak izleyebildigim maclari degerlendirmeye calisicam.
vuvuzelaya deginip reklamini yapmaktan korktugum icin direk es geciyorum. her turnuva baslangici gibi bu turnuva da az gollu bol beraberlikli maclarla basladi. bunun bir sebebi takimlarin daha havaya yeni giriyor olmalariydi, digeri ise kucuk takimlarin beklenenden dirayetli cikmalari. 8 grupta oynanan 16 mactan sadece 2 tanesinin over 2.5 olmasi bunun en net ornegi.
fransa uruguay maci hic tat vermedi ama gourcouff un sert ve tehlikeli duran toplari ile riberynin zamansiz sprintleri bizi biraz olsun heyecanlandirdi
ingiltere amerika maci ingilizlerin takim olmayi basardigini ama amerikanin da artik futbolun olmadigi ulke olmadigini gosterdi. ingiltere ile ilgili son 4 ongorum daha da saglamlasti. bu arada ingiliz johnson ile amerikali altidore gozume en cok carpan futbolculardi
turnuvanin ilk hayal kirikligini sirbistan kalesini faruk gursoyun korudugu gana ya 1-0 yenilerek yasatti.
turnuvanin basindan ilk maclarin sonuna kadar en tatmin edici futbolu oynayan ve belki de avusturalyaya haketmedigi bir malubiyet tattiran takim ise almanyaydi. klose ve arkasindaki aslen forvet olan 3 hucumcu mesut-podolski-muller mukemmel bir harmoni olusturdular. schweinsteigerin profesoynel khediranin ise sabrisel ortasaha dengesi ve kaptan lahm in muthis cikislari, almanyanin ismini son 4 e kesinkes yazabilecegimize ikna etti bizi
hollanda-danimarka macini izlemedim ama izleyenler hollandayi son 4 e aday gosteriyorlar. hayirlisi diyelim.
turnuvanin aslinda cok da supriz olmayan ikinci hayal kirikligini italya-paraguay macinda izledik. is gorur raporu alan orta sinif italyan karmasi seklinde sahaya surulen takim, ne takim olabildiginin ne de olabileceginin izlenimlerini verdi.
yeni zellandanin slovakyadan 1 puan almasi. golu vittekin atmasi. holoskonun stoch dan once oyuna girmesi...
kuzey kore brezilya maci, bu macta golleri saymak icin hesap makinesi getirenleri epey sasirtti. inanilmaz bir direnc gosteren kuzey kore, biraz da brezilyanin gevsekliginden faydalanip 50 dakika cok iyi direndi. ama iste buyuk takim olmanin farki her zaman oldugu gibi kendini gosterdi. interde mukemmel bir sezon geciren maicon 0 dan, belki turnuvanin simdiye kadar ki en klas golunu atti. elanonun 1 gol 1 asistlik performansi da insallah bir alan cikar yarab diye inletti bizi
ve sampiyonun cokusu. yunanistan, isvicre gibi takimlarin bunu yapmasindan nefret ediyorum. ama ispanya ayni isi yapan 4 adami xavi-iniesta-xavi alonso-bousquets ayni anda oynatarak resmen bu sonucu haketti. navas ve fabregas ikinci yariya direk baslasaladri belki de boyle olmazdi.
her seye ragmen ikinci ve ucuncu maclarin cok daha keyifli gececegine inaniyorum. simdiye kadar en begendigim kadro su: muslera/lahm pique maicon johnson/ elano mesut muller forland/suarez altidore
16 Haziran 2010 Çarşamba
Kaydol:
Yorumlar (Atom)