blog isine iyice isindim sanirim. bos kaldigim zamanlarda milletin blogunu karistirmaya bile basladim cunku. madride gelmeden once bana ispanyayi epeyce kalaylayan dostumun sayfasinda okudugum cok guzel bir yazi beni uzun suredir dusundugum bir konu hakkinda yazmaya sevketti.
turkiyede toplumsal baris...
boyle bir sey var mi? yok mu? var miydi? yok muydu?
sanli ecdadimiz karpatlardan cin seddine uzanan bir cografyayi 600 yil anlatildigi gibi baris ve adaletle mi yonetti? bu 600 yil icinde 72 millet ve 10larca dinden insan bir arada baris ve hosgoru icinde yasadi mi? anlatilanlar boyle.. oysa gorduklerimiz, okuduklarimiz, sahit olduklarimiz bundan cok farkli. bu acaba toplumsal donusumun bir sonucu mu? toplum muhendislerinin bir projesi mi? yoksa bu zamana kadar tarihimiz hakkinda ogrendigimiz cogu sey gibi bu da bir yalan mi?
tarih uzerinde anlastigimiz bir yalandir...
bu belki de bu konularin ne kadar konusursak konusalim hep biraz eksik kalacagimiza daha bastan bizi -en azindan beni- inandiran ve katildigim bir onerme.. yine de bu konuyu biraz deselemek, en azindan sansimi denemek istiyorum.
inonunun cumhuriyet ilan edildikten hemen sonra ataturke "bu kurtlerle ne yapicaz" diye sordugu soylenir. 2009 yilina geldik. bir kac yildir ilk defa siyasal iktidar bu soruyu gercekten kaale almaya basladi. bu kurtlerle ne yapicaz. akp iktidarindan once yuz verirsek astarini isterler diyerek tamamiyle yadsidigimiz bir sorunu, kuzey irakta artik bizim bile resmen kabul ettigimiz bir "kurdistan" kurulunca gundeme almaya basladi.
en nefret ettigim seylerden birisi magdur hakli olmaktir. bu nedir? mesela ermeni soykirimi yapmadigina inanip, bunu dunyaya inandirmamaktir. mesela pkknin teror orgutu oldugunu soyleyip, bunun magduru olup dunyaya bunu anlatamamaktir. ondan sonra da bize nasil zulmediyorlar goruyor musun diye aglamaktir. ispanyada birisiyle konusmaya baslayinca ilk aklina gelen sey ermeni soykirimini oluyorsa, turkiyenin guneydogusundan bahsederken insanlar "aa biliyorum kurdistan" diyorlarsa, ben bunu duzeltmek zorunda kaliyorsam, pkk eylemleri yurtdisinda "kurdish rebels" diye anlatiliyorsa, siyaset bilimimiz, lobilerimiz, uluslararasi nufuzumuz 90 yildir hic bir sey yapmamis demektir. bugun bir "one minute"e bu kadar sevinen bir toplum olmamizin yegane suclusu budur. magdur-hakli bir toplumu kendi icinde tatmin etmeye dayali siyaset... ve bu siyasetin mimari olan herkes...
kurt sorununun cozumu icin akla gelen seyler, kulaga hos geliyor.. ama sadece kulaga... ne mutlu turkum yazisi daglardan silinecekmis, peki genclige hitabeden kaldirilacak mi? okuyunca kucuk ufak seylerle milleti sevindirmekten oteye gidemeyecek, oy olarak geri donmesi muhtemel kucuk jestler gibi goruluyor. ha ama tabi bu da bir seydir. 90 yildir tikali kulagi kulak cubuguyla temizlemeye calismak bile onemli bir adimdir ve kucumsememek gerekir.
bugun turkiyede yasayan her kurdun bu isler nasil cozulur diye sorulunca verdigi tek bir cevap var: genel af... yani binlerce insan dagdan inecek, sehirlerde, koylerde yasamaya baslayacak, calisacak, istihdam edilecek, "bu isten once ne is yapardin" diye kendilerine soruldugunda da "teroristtim" diyecek... siyasi-askeri-burokratik ve teknik her turlu detayi geciyorum ve daha onemli noktaya geliyorum. "bogazi seyrederek" "dokulen kan duracaksa" argumaniyla cumleye baslayanlar icin sorun yok gibi gozukuyor ama, toplumsal yapimiz buna hazir mi? bu insanlari daga cikmadan onceki hayatlarina sevkedecek iktisadi ve idari yapimiz kaldi mi? en onemlisi toplumsal vicdanimiz buna hazir mi?
bu soyledigim seyi kabullenmek icin gerekli tek bir sey var.. hic sevmedigimiz bir sey.. unutmak.. unutabilecek miyiz sehit cenazelerini? untuabilecek miyiz patlayan mayinlari? havaya ucan karakollari, taranan ogretmenleri polisleri? ya teroristler? unutabilecekler mi daglarda yasadiklarini. bu kadar agir bir travmayi kaldirir mi turk toplumu?
sehit kubilayi unutabildik mi? kuran kurslarindan sungu ile cikarilan cocuklari unutabildik mi? sivasi unutabildik mi? marasi unutabildik mi? yakilan camileri unutabildik mi? laikler laisizme yonelik yasadiklari tehditleri, dindarlar dinlerine yonelik yasadiklari tehditleri unutabildiler mi? 78-80 i unutabildik mi?
baris icinde yasayan bir millet ya da halk olabilmek icin, ne kadar birbizimizi kessek de dograsak da bir gun bir yerde, hepmizin ustunde bir yerde bulusabilmek gerekiyor. oysa turkiyenin su yapisi dindari seriatciya, cumhuriyetciyi darbeciye, liberali kapitaliste, milliyetciyi irkciya, ozgurlukcuyu ayrilikciya, geren bir sistem oluyor her gun biraz daha. her gun sanki bir kelime daha siliniyor hosgoru alfabemizden. ergenekondaki her hangi bir tutuklamayi elestirirsen darbecisin-cuntacisin, ergenekonun hakli taraflarindan bahsedersen ise isbirlikci-seriatci.
turkiye cumhuriyetinin en onemli davasi kimisi icin hicbir iler tutar yani olamayan bir fasa fiso, digerleri icinse laik cumhuriyetten intikam almak icin kullanilan bir arac. ikisinin arasi yok. biraz odnan biraz budnan yok. cunku iki tarafin aga babalari derin bir savas icinde. ve bu savasi kazanmak ara renkleri kazanmak gerekiyor. ellerinde kirmizi ve yasil boyalarla dolasiyorlar... uzerine boya sicrayanlarin vay haline. vural savastan hazzetmeyen insan turkan saylandan nefret etmek zorunda birakiliyor. susurluk zamaninda cetelerin temizlenmesinden soz edenler ergenekon guzellemesi dokturmek zorunda kalabiliyor.
toplumsal barisin onune set ceken en onemli iki sorundan bahsettim: turk-kurt ve laik-islamci ayrismasi-kamplasmasi. tabii ki bununla bitmiyor. ermeni iddialari... millet-us sadika dedigimiz bir milleti soykirim yaptigimiz iddiasi... bu konuda konustugu icin oldurulen guzel bir insan.. ona turkuler yazan bir fasist, bu turkuyu besteleyen bir azgin..
kibris meselesi.. dunya ile aramiza giren bu mesele ayni zamanda bu meseleyi cozme arayasi icinde olanlarin arasina da bir taraf komprador-vatan haini vs. obur taraf vatanperver olacak sekilde bir cizgi cekiyor..
bu kadar bolunmusluk, bu kadar nefret, bu kadar kin, bu kadar azginlik, bu kadar provoke davranis, bu kadar tetiklenme meyli 600 yil baris icinde yasamis bir toplumdan gelebilir mi? tarihci degilim, cok okuyan bir insan da degilim ama bu konular hakkinda onlarca kitap okumus hatta yazmis insanlarin bile kafasinda bu sorunun net oldugunu dusunmuyorum. bizi birisi bu hale mi getirdi? yoksa hep mi boyleydik. hep bir isyan mi vardi bizde. hep birbirimizin kafasini mi kesiyorduk? bir yandan buna inanmak istemiyorum, diger yandan ise 44 kisinin coluk cocuk temizlenmesi var. tore icin ambulansin yolunu kesmeler var, insanlarin din egitimi haklarinin elinden alinmasi var. insanlarin alkol alma hakkinin elinden alinmasi var. escinsel oldugu icin hakemlik yapamayanlar var. dindar olmanin sariatci olmak icin, alkol almanin sapkinlik ve ahlaksizlik icin referans olmasi var. 60 - 72 - 80 - 97 - 07 diye giden sayilar ve bu sayilarin arkasinda durabilen asagilik insanlar var. 27 mayisin cosku ile kutlandigini soyleyebilen bir yargi var. turkan saylanin olumunu dahi ETO ye baglayan ahlaksizlar var. bu ahlaksizlara seslerini yukseltemeyenler var. cumhurbaskaninin yargilanmasini isteyebilen, youtube-youporn u kapatabilen guduk hakimler-savcilar var. bize oy vermezseniz hizmet alamazsiniz diyen siyasiler var. namaz kilan - basi ortulu insanlari yaftalayanlar var. yine namaz kilan- basi ortulu insanlari sirf bu yuzden odullendirenler var.
bulundugumuz tarafin en ucunda olma zorunlulugumuzdan kurtulmamiz gerek. buludugumuz cenahin yanlislarini soylememiz gerek. camur ustume sicrar diye korkmadan, bu boya uzerimden cikmaz diye sinmeden..
sorunlar cozulur mu bilmiyorum ama acilarin denkligi edebiyatini yapanlar ve bundan para kazananlardan kurtulmamiz gerek... hem de acilen..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder